Şimdi size geçenlerde isminin ilginçliği üzerine dikkatimi çeken ve hemen yapma girişiminde bulunduğum Ünlü İsviçre Yemeği Patates Röşti tarifini vereceğim. Ben çok sevdim. Sizinde beğeneceğinizi düşünüyorum. Bilhassa kahvaltı masasında tercih edilebilecek bir yemek . Ayrıca bir 5 çayında bile yapabileceğiniz bir şey. Tavanız ve malzemeleri hazırlayın. Hadi başlayalım .
Patates Röşti- İSVİÇRE YEMEĞİ
Şimdi tavamız ocağımızın üzerinde hazırsa hemen başlayalım. Malzemelerimiz zor bulunan şeyler değil. Tavanız orta büyüklükte ise 3 daha büyük ise 4 patates kullanacağız.
3-4 patates
Patatesleri haşlanması için tencereye koyacaksınız ve dışından kontrol ettiğinizde çatal tamamen içine batacak şekilde yumuşak olmayacak yani rendelenmeye elverişli olacak şekilde haşlamalısınız. Patatesler haşlanıp soğuduktan sonra kabuğunu soyup rendeleme işlemine geçeceğiz. Rendeledikten sonra içine tuz, karabiber ve pul biberden birer çay kaşığı ekleyip karıştırıyoruz.
Tuz- 1 çay kaşığıKarabiber- 1 çay kaşığıPul biber- 1 çay kaşığı
Sonra kaşar peynirinden 100 gram kadar ölçüde rendeleyeceğiz.
Kaşar peyniri- 100 gram
Sonra kırmızı kapya biber , yeşil biber ve soğanı küçük şekilde doğrayacağız.
Röştiyi yapacağımız tava dışında ayrı bir tavada doğradığımız kapya biberi, yeşil biberi ve soğanı 1 Yemek kaşığı sıvı yağ ile soteleme işlemi yapacağız. Soteleme bittikten sonra altını söndürüp kenara koyacağız.
Sıvı yağ- 1 yemek kaşığı
Şimdi röştiyi hazırlayacağımız tavaya hazırlamış olduğunuz 1 yemek kaşığı tereyağını koyup eritiyoruz. Ardından rendelemiş olduğumuz patatesin yarısını tavaya koyup bastırarak düzeltme işlemi yapıyoruz. Üstüne rendelediğimiz kaşar peynirinin yarısını yayarak koyuyoruz. Ardından ayrı bir tavada sotelemiş olduğumuz biber ve soğan karışımını kaşık yardımıyla dağıtarak koyuyoruz. Tekrar rendelenmiş kaşarın kalan kısmını yayarak koyuyoruz ve son olarak rendelenmiş patatesden kalanları da en üst kısma yayarak koyup bastırarak düzeltiyoruz.
Kısık ateşte bırakılarak alt kısmının kızarmasını bekliyoruz. Düz bir tencere kapağı veya o şekilde olan bir malzeme varsa elinizde onunla tavadaki malzemeyi ters çeviriyoruz ve diğer kısmınında kızarmasını bekliyoruz. Ve sonuç muhteşem bir görüntü. Tadı deseniz pişman olmazsınız. Ayrıca orta kısmına koyulan biber soğan karışımı dışında bunun tadına güzellik katabilecek şeylerde ekleyip deneyebilirsiniz. Şimdilik bu kadar. Başka bir dikkatimi çeken yemeklerden oluşan tarif yazısında görüşmek üzere..
Mersin şehri gibi bir cennette gezinti yapmak muhteşem bir şey. O kadar çok gezilecek ve görülmesi gereken yer var ki, bunları kısım kısım anlatmak zorunda kaldım doğrusu. Hadi kahvelerimizi alıp bir göz atalım.
İlk olarak gidip yaşadığım yerden bahsetmek istiyorum sizlere. İçinde saklı şelalesiyle ilgi odağı olan Koramşalı köyü anlatılmaya değer bir yer. Manzarası zaten sizi gördüğünüzde geldiğinize pişman etmeyecek güzellikte bir köy. Hayran kalacağınıza eminim. Bu bölge de yürüyüş sporları yapılabilecek bir çok alan var. Oksijen dersen bolca var. Karşınızda bir vadi manzarası göreceksiniz ve orda oturup kahvenizi yudumlayıp kitap okumak isteyeceksiniz.
KORAMŞALI KÖYÜ
KORAMŞALI
Biraz da köyün içinde bulunan tarihi eselerden bahsedelim.
Tarihi eserler
Köy içinde ve Bağsekisi adı verilen bölgede, Romalılardan kaldığı düşünülen kale adı verilen kalıntılar ve gömütler bulunmakta.
Kale mağarası-Benim kadrajımdan
Aynı yerde eski gömüt harabeleri ve bir kabartma er yontusu bulunmakta. Kalıntıları incelemek her zaman benim için merak konusu olmuştur.
Kabartma asker yontusu-Koramşalı
Köyde bulunan Yel köprü Koramşalı- Fakılı-Çerçili köylerini bağlamaktadır. Bu köprü Alata ırmağı üstünde geçiş için kullanılmaktadır.
Çelen mahallesi- Koramşalı
Sulucin ve Humanın kuyusu adı verilen bölgelerde, antik Romalılarla alakası olduğu öne sürülen bade elde ediminde kullanılan şıranalıklar ve Gölcük kayası arkalarında eski insanların hayat sürdüğü inler bulunmakta.
koramşalı
Şıranalık dediğimiz şey şarap yapımında kullandığımız üzümleri çiğnemek için kullanılan taştan meydana gelmiş kalıntılardır.Bu köyde şıranalıklardan bolca bulunmakta.
BENİM KADRAJIMDAN
Saklı şelale
2019 yılının Ağustos ayı içinde fark edilen Koramşalı köyündeki saklı şelale çok ilgi görmekte. Koramşalı köyünden taş döşeme işlemi yapılarak şelaleye geçiş kolaylaştırılmış bulunmakta.
SAKLI ŞELALE– ARİF ŞAVK KADRAJINDAN
Öncesinde şelaleye giderken zorlanan insanlar için kolaylık sağlamak adına geçiş için köprü var. Doğal halini bozmak ne derece doğru bilmiyorum ama bu durumda artık yaşlı insanlarımızın da orayı görebilme şansı olacağına çok sevindim.
Saklı şelaleye giden köprü-Koramşalı
Pizza ile değil sıkma ile büyümüş çocukları var Koramşalı köyünün. Ne kadar hoş değil mi? Biz bu çocukları geleneklerimizle büyüttük demek..
Sıkma ve ayran ile büyüdüler
Bayramlaşma bir gelenek olmuştur Koramşalının en işlek sokağında. Onları izlerken hayran olursunuz. Unuttuğumuz bir şeyi yüzümüze vurur kimi zaman.
Yılları devirmiş çınar ağaçlarıyla koca bir tarihi önümüze sermekte Koramşalı. Bir şeyler hayatın zorluğuna her şekilde direniyor. Ağaç da bir canlı olduğuna göre demek ki direnebiliyor canlılar.
Yılları devirmiş ulu çınarlar- Koramşalı
Zamanın da eğilip su içilen pınarlardan biriydi Pınarbaşı. Ne demeli o da artık bir tarihi eser . Önemli olan hala yerinde duruyor olması.
Pınarbaşı- Koramşalı köyü
Yazmış olduğum bilgiler üzerine eminim sizde burayı görmek isteyeceksiniz. Görülmeye değer bir yer. Yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Yazım hakkındaki düşüncelerinizi yazımın altına yorum yaparak iletebilirsiniz. Ayrıca altta sosyal medya hesaplarımı da takip edebilirsiniz. Başka bir gezi yazısında görüşmek üzere.
Bu hikayesinde, sosyal konuşulan konuların karakterler üstündeki zorlamasını ve kuvvetsiz kişinin “kapana kısılmışlığını” anlatıyor Sabahattin Ali. Kendini Entellektüel sananların korkutuculuğuna, “kişinin içinde yaşayan şeytan”a iğneleyici bir yazımla bize anlatmaktadır.
2-Sabahattin Ali-Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu Madonna, daha çok bir sevi romanı gibi anlaşılsa da hikayede esasında bir kişinin kimsesizleşme vetiresine ve gittikçe topluluğa bigane kalmasına tanıklık ediyoruz. Ruhsal analizler penceresinde bu bigane kalma ve kimsesizlik hissini Sabahattin Ali o derece güzelce ifade ediyor ki, mütalâa ederken bize bu duyguları sanki hayata geçiriyormuşçasına açıkça gösteriyor.
3- George Orwell-Hayvan Çiftliği
Kitabının alt kısmındaki betiğinde birden çok idarenin negatif yanına yer açan yazman, temel düşüncesini sosyalistlik tenkiti üstüne tasarlıyor..
4- Sabahattin Ali- Kuyucaklı Yusuf
Kırsal bölgeden kente göçen kent yaşamına adapte olamayan insanoğlu örneğinin işareti olarak yorumlanan Kuyucak köyünden gelen Yusuf’u anlatmaktadır.
5-Fyodor Mihayloviç Dostoyevski- Suç ve Ceza
6-Charles Dickens- İki Şehrin Hikayesi
7- Paulo Coelho- Simyacı
Simyacı, Santiago ismindeki Endülüslü bir güdücünün İspanya’dan harekete geçerek Mısır’da biten seyahatini ana fikir olarak ele alıyor. Gördüğü rüyanın üstüne elinde bulundurduğu her şeyi arkasında koyan Santiago’nun bu macerasın, onu hayallerine eriştirdiği gibi yaşamın gerçeğine de götürüyor.
8- Turgut Özakman- Romantika
Bir sevi hikayesinin konu edildiği kitap.
9- Sabahattin Ali- Sırça Köşk
“Büyüklere masallar” biçiminde ifade edilebilecek öykücüklerinden meydana gelen Sırça Köşk, devrin hükümet idaresine ve sistemine tenkitli bir bakış ortaya koymaktadır. Kitap, bir zaman yasaklanmış kitaplar içinde mevcuttu..
10- Paulo Coelho- Veronika Ölmek İstiyor
Kitap, çevrenin alışılagelmiş gidişatının yolundan sapan, başka görüşleri sebebiyle peşin hükümlere karşı direnmek mecbur olan kişileri aktarıyor.
Bugüne kadar gelmiş bize sözleriyle ”ne alaka” dedirten şarkılardan bir liste oluşturdum. Bunu da dinlemişiz dediklerimizden ama bir o kadar da aralarında çok sevdiklerimiz de var…..Başlayalım:
ananı niyolay ye ye ananı niyolay ye ye ananı yiyolar ananı yiyolar
7- Mahmut tuncer- ı’m sory
Alman frans ingiliz nedir ortak diliniz İskuzmiden anlamam lo ben bilmem ne dediniz I am sorry ne sorry güzelim size ne oluyo Dü dü düttü herkez malını götürüyo..
8- OZAN-HELLO
hello hello hello hello how are you hello hello hello hello ne var you
9- rüya ersavcı istemiyorum baba
kızım seni edi’ye vereyim mi? kızım seni büdü’ye vereyim mi?
10- Seden Gürel-BUM BUM
Bum, bum, bum Daldan hop dala uçtum Sonunda bir dala kondum Nedir bu daldaki durum
11-ajdar – nane nane
Nane nane nane nan na na nane, Nane nane nane nan na na nane, Nane şekeri, bu ne bahane, Şahaneyim ben bundan sana ne.
12- faruk k – honki ponki
Honki ponki toni nok Çalona bimbo bori rok Muşi muşi hubobo kozi zok Çiki çiki şayne tiki tak tok
13- ümit besen – i love you
I love you, I love you Do you love me? Yes I do
14-Mustafa Topaloğlu – Abu Çi-Çi
abu çi çi ,abuu çi çi yihhuuuuu hey yabani yabani , kız baksana bu yani yine başıma çöktü karlı dağın dumani
15-hilal cebeci – ipe ipe
Kapıma bir gün ipe ipe geleceksin Söküklerini dike dike gideceksin.
Kimileri denize baktıklarında mavi renkte bir su görüntüsü izlerler. Derya dediğimiz şey fotoğraflarda mavi renkte görünür ama deniz mavi renk değildir aslında. Bir şişeye deniz suyunu koyduğunuzda mavi renk olmadığını görürsünüz. Denizde mavinin oluşmasının sebebi gökyüzünün deniz suyunda yansımasıdır.
Denizi mavi görmek ne derece gerçektir
Bir taşta canlıların yaşadığını nasıl anlarız
Çoğu kişiye bir kaya parçası gibi görünen taşıl, bir bilginin nazarında aracısız, belirgin bir bölümlendirme yapılabilir. Denizde yaşayan canlıların bir taşta yarattığı etki şaşırtıcı.
Bir taşta canlıların yaşadığını nasıl anlarız
Bir taş ev eşyası olarak kullanılabilir mi
Değişik ebatlarda yassı ya da yuvarlak taşları boyama yaparak ev eşyası olarak kullanabilirsiniz. Fotoğrafta olan taş deniz kenarında bulunmuş bir taş. Kahvenizi yanınızda götürenler için çok kullanışlı değil mi 🙂
Bir taş ev eşyası olarak kullanılabilir mi
Yağmur bulutları
Yağmur bulutları
Yağmur bulutları diğer adı nimbus bulutları yağmur salıveren siyah ve kalabalık bulutlardır. Görsel olarak dağlık ve güzel bir yerdeyseniz dağın etrafını sarışını izlemek keyif vericidir.
Gökkuşağı
Gün ışıklarının, pus bulutları yağışın üstüne tepmesi ile meydana gelmektedir. Görüntü olarak emsalsiz bir görünüm oluşmasını temin eden gökkuşağı görenleri kendine hayran bırakır.
Blues Müzik, Afrika’dan ABD’ ye hizmet vermesi için getirilen zenci esirlerin mazlumluklarını ve çoğu zaman bu mazlumluğa başkaldırılarını anlatan, üzüntüyü hürriyeti-hissettikleri burukluğu-beklentilerini ifade eden ezgilerle ortaya çıkmış, giderek ulusun bütün kesimlerine kök salmış ve kendi içinden ‘Jazz’ ve ‘Rock’ müzik meydana çıkarmış bir müzik çeşididir.
Blues müzik ve enstrumanları
Siyahların iş şarkıları, katlanılmaz hayat şartlarını anlatmakta ve zenciye bir çeşit tahammül kuvveti kazandırmaktadır. Yirminci asıra giriş yapıldığında siyah müziğine dair iki ekol saydamlaştırmaktadır. Birincisi, siyah dini toplantı evlerinde yetişip olgunlaşan dini ezgiler ve ilahilerden meydana gelen tarz, ikincisi ise blues müziğidir. Blues’un kelime manası ‘aşırı bir kimsesizlik, hüzünlü ve kederli bir maneviyat hali olmasıdır.
New Orleans’ da siyah gettolarının çokca mevcut olmasından ötürü, bu şehir merkezi ilkin blues ardından da cazın odağı durumuna gelmiştir. 1912’ nin ardından Blues Müzik sadece sesli müzikten uzaklaşması Jazz’ ı yaratan en önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. Blues temelli olarak ilk ve en kuvvetli müzik tarzı için ivdirgen vazifesi üstlenen ‘ragtime’ yani 1895 ile 1918 yılları ortasında sevilen piyano ağırlıklı müzik tarzı , piyano tuşları üstünde yeni bir tarzın yaygın bir şekilde yararlanılmasıyla baş göstermiştir.
Başlıca bir piyano tarzı olduğu halde, öbür bütün çalgılarla da gerçekleştirilebilir olması, kaideli ve emprovizasyona da imkan veren karakteri ile bir ekol meydana getirmektedir. En tanınmış ve en kuvvetli ragtime üstadı, Scott Joplin’ dir. Afrika Avrupa sentezinden meydana gelip tartım-uyum-ezgi namına blues ve ragtime’ dan başka bir orijinal karaktere sahip olan caz müziği. 1930’lu senelerde dinleyen kişilerin müziğe olan gereksinimleri başkalaşmış ve artık dinleyen kişiler canlı-tartımlı şarkılara kulak vermeyi arzu etmişlerdir.
Bu şekilde, ‘Swing’ dönemi diye bilinen ve Jazz’ın en canlı ekolünü ortaya çıkaran devir doğar. Benny Goodman, Louis Armstrong, Fats Miller Swind devirine damgasını vurmuş ustalardır . Jazz müziği, o zamanlarda zenci insanların hissettikleri güçlüklerin ve anasoyculuğun aksetmesidir. Jazz’da enstruman çalan kişiler belli bir ezgiye uyarak emprovizasyon icra etmektedirler. Blues müzik ve Ragtime’ın devamıdır.
Blues müzik nedir?
Blues müzik nedir? Ne tür müzik tarzıdır? Sizler için özetle açıkladık. 19 yy’ın son zamanlarında Amerika’da bulunan Afrika kökenli esirlerin otlaklarda iş yaparken söyledikleri başkaldırma ve keder müziğidir. Blues, o devirde Amerika’da esir olarak hayat süren Afrikalı fertlerin kendilerini anlatma şekliydi. Afrikalı esirler, Kuzey Amerikalı sömürgelerinde iş yapmak üzre bulundurulduklarında, müzikal kültürlerini de yanlarında taşıdılar.
Afrika kökenli esirlerin ezgilerinde sessel ahenkli olan dinsel ezgiler ve iş ezgileri bulunmaktaydı. Blues, çoğunlukla gitar ve piyano refakatinde tek kişilik olarak icra edilmekteydi. 1930’lu yıllarda Blues değişik tarzlara ayrıldı. Ayrılması sonrasında ortaya çıkan bu tarzlar Delta Blues ve Memphis Blues’dur. Blues bu ayrımdan sonra canlılıktan ayrılıp sade, vokal odaklı olarak yoluna devam etti.
Blues Müzik ve enstrumanları
Blues Müzik Tarihi:
Blues müzik tarihi, benzer şekilde jazz müziğindeki gibi Mississipi çatalağzında başlamıştır. Jazz müziğinin tersine Blues, belirgin bir zamana kadar Güney çevresinin dış kısmına doğru aşırı çoğalmıştır. 19. asırın son zamanına kadar Amerika önemli ve tarımsal bir bölgeydi. 20. asırın ilk zamanlarında sayılamayacak kadar çok insan endüstri şehirlerine göçmeye başladı. Dahili harpten ve esirlerin serbest kalmasından sonra, Blues müziği icra eden fertler bölgenin başka kısımlarına ilerlediler.
Sayısız eskiden kalma esir, güney vilayetlerinin pamuk yetiştirilen alanlardan, Chicago ve Detroit gibi kuzey kentlerine göçdü ve burda Blues ile tanınan haline geldiler. 1950 senesinde Blues, zencilerin uğradığı kulüp ve barlarda dinlenilen ve çok beğenilen müzikti.Amerika’ya getirilen siyahi esirlerin üstünden acımasız bir alışveriş yapılmaktaydı. Zenci esirler geleneklerini muhafaza etmek için toplumsal bir vasıta şekillendirmişlerdir.
1985 senesinde esirlik dönemi sona ermiş, Amerika içinde daha önce toplumsal bir vasıta olarak değerlendirilen Blues müzik tarzı yayılmaya başlamış ve evrende yaşayan birçok kişinin dinleyebilmesi sağlanmıştır. Esasında ‘köle’ sözcüğü o fertlere uygulanan adaletsizliği onaylamış bir vaziyeti gösterebilir. Bu sebepten esirlerin bu fena hali yararına dönüştürecek ve bir yönelim doğuracak bu davranışları ne şekilde baş yapıta kol çektiklerini görülebilecek duruma getiriyor. Bu fena katliam biçimindeki davranış neticesi 3 milyonu gören zenci ferdin popülasyonunun alışverişinin en çok yükseldiği zaman 1865 senesinde görülmektedir.
Blues Müzik ve enstrumanları
Blues Müzik Sanatçıları:
1943 dönemlerinde ortaya çıkmaya başlamış, Amerika’da bu müzik tarzının ivedi bir şekilde yayılması tarafların popülarite kazanmasına neden olmuş, çeşitli müzik bölümlerinin tercih edilmesine sebep olmuştur. 1955 senelerinde Chuck Berry keşfedilmişti. Bu ustanın en önemli niteliği 3 branşta Billboard elde etmesiydi. Hatta Amerika’da bu müzik tarzının çoğalmasının en önemli nedeni Chuck Berry’dir. Birkaç Blues Müzik sanatçısının isimleri de şu şekildedir :
John Lee Hooker
Muddy Waters
Robert Johnson
B.B.King
Willie Dixon
Elmore James
Jimi Hendrix
Buddy Guy
Gary Moore
Lonnie Johnson
Bessie Smith
Stevie Ray Vaughan
Robert Petway’dir.
Blues Müzik
Türkiye’ de Blues Müzik:
Türkiye’destandart Blues Müzik eserleri ve bu işi yapanlar bile çok nadirken, bu tarzda müziği Türkçe dilinde icra edenleri yakalayabilmek Blues severler için neredeyse çölde vaha bulmak gibi bir şeydir. Türkçe dilinde Blues müzik olmaz düşüncesinde olanları yanlış gösterebilecek derecede çok güzel düzenlenmiş eserler bulunmaktadır. Esasen ülkemizde bu tarzda iyi müzik yapan Yavuz Çetin bulunmaktadır. Birkaç Türkçe Blues şarkıları icra eden sanatçıları ve şarkıları şu şekildedir:
Yavuz Çetin-Köle
Emre Nalbantoğlu- Kafamdaki adamlar
Kerim Çaplı- Kim kurtarır canımızı
Marsis- Ar Jur Sum(Bir-iki-üç)
Gizli Özne-Beni unut
Bulutsuzluk Özlemi- İstanblues
Acil Servis- Küçük adam
Mara-Hayatın kenarında şarkısıdır.
Blues Müzik konseri
Blues müziğin ortaya çıkma sürecinde hiç enstruman kullanılmadığı zamanlardan biri olduğu için alkış yaparak bu müzik tarzı icra edilmeye başlanmıştır. Devamında ise Armonika ve gitar dahil olmuştur. Zamanla Blues Müzik tarzında müzik aletleri öne çıkmaya başlamıştır. Bu müzik tarzının en çok kullanılan müzik aleti alkışdır.